KAÇEP Nedir ?

KAÇEP, Kadın "Aile Çocuk Engelli Politikaları" nın kısaltmasıdır.

KAÇEP olarak amacımız dayanışmayı, paylaşmayı ve kardeşliği esas alan ahenk içinde huzurlu bir toplumsal düzenin tesis edilmesidir.

İLETİŞİM
  • Adres: Ceyhun Atuf Kansu Caddesi
    No:128
    Balgat/ANKARA
  • Telefon: +90-312-472 55 55
  • Faks: +90-312-473 15 44

Çocuklarda Cinsel İstismar

 

Sayın Başkan, Saygıdeğer Milletvekilleri;

Bugünkü oturumda; ülkemizin çok önemli bir sorunu olan ÇOCUK İSTİSMARI konusundaki fikirlerimi sizinle paylaşmak istiyorum.

Avrupa Konseyi 12 Mayıs 2015 tarihinde Bakanlar Komitesinde aldığı kararla 18 Kasım gününü “Avrupa Çocuğun Cinsel Sömürüsü ve Cinsel İstismarına Son Verme Günü” ilan etti.

Tüm Avrupa’nın bu özel gün vesilesi ile dikkatini çektiği bu konuyu, takip eden ilk Genel kurulumuzda konunun önemine dikkat çekmek amacıyla karşınızda bulunmaktayım.

Bu arada size çok önemli bir sayıyı hatırlatmak isterim. 183 (Sosyal Destek Hattı)

(Çocukların ihmali ve istismarı, kadına yönelik şiddet gibi konulardaki ihbarları değerlendirmek, acil durumları ilgili kurumlara bildirmek amacıyla kurulan “Alo 183” Kadın, Çocuk ve Sosyal Hizmet Danışma Hattı" 24 saat boyunca hizmet vermektedir)

18 yaşına kadar her birey çocuk olarak tanımlanır. Tarafı olduğumuz Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi Önsözü uyarınca on sekiz yaş altı her birey ruhsal ve fiziksel olarak tam erginliğe ulaşmamış kabul edilir. Çocukluk dönemi çok farklı evrelerden oluşmaktadır bu evreler, cinsel gelişim ve öz farkındalığının henüz tamamlanmadığı bir süreçtir. Çocuk istismarı, sorunu sadece bilindiği üzere ergenlik dönemine girmiş çocuklar üstünde değil, her yaş grubuna ait çocuğa karşı yapılabilecek bir eylemdir.

 

Cinsel istismara maruz kalan çocukların yaşa göre dağılımları incelendiğinde;

%30'unun 2–5,

%40'ının 6–10,

%30’unun 11-17 yaş grubunda olduğu görülmektedir.

Bir başka deyişle olguların %70'ini küçük yaş grubu oluşturmaktadır. Bu veriler adli

Birimlere yansıyan sayılardır.

 

Çocuk cinsel istismarı tanımı

Çocuk cinsel istismarı bir çocuğun, tam olarak anlamadığı, gelişimsel olarak hazır olmadığı ve rıza gösteremeyeceği cinsel eylemlere katılmasıdır. Bir çocuk ile kendisinden yaşça büyük bir yetişkin veya sorumluluk, güven ve güç ilişkisi farkı bulunan akranı, başka bir çocuk arasında, diğer kişinin ihtiyaçlarını tatmin etmesi niyetiyle yapılmış eylemlerdir.

 

Çocuk cinsel istismarı, çocuk haklarının ağır bir ihlalidir ve dünyanın bütün ülkelerinde görülen küresel birolgudur. Bütün sosyoekonomik yaş gruplarında; evde,

Okulda, sokakta, tarlada, camide, hastanede ve diğer kurumlarda; bir başka deyişle,

Yaşamın her anında karşılaşabileceğimiz bir durum olabilmektedir.

 

 

Sevgili Ebeveynler DİKKAT, çocuk söyler Siz KULAK VERİN, İSTİSMARA SON VERİN

 

Sayın Başkan. Saygıdeğer Milletvekilleri;

 

Çocuk cinsel istismarıyla ilgili doğru bilinen yanlışları 8 ana başlıkta sizinle paylaşacağım;

  

1-      Çocuklarda cinsel istismar nadir görülen bir durumdur.

 

Kız ve erkek çocuklarına karşı cinsel şiddetin gerçek boyutları ortaya çıkarılamamaktadır. İlgili birimlere intikal eden kısmı ise ancak buzdağının görünen yüzü kadardır.

 

Buzdağının görünmeyen yüzü ise istismarın neden olduğu utanç, suçluluk gibi hissiyatlardan dolayı cinsel istismar çoğu zaman gizlenmekte, aile içinde sır olarak saklanmaktadır. Bu nedenle gerçek istatistiksel verilere ulaşmak zordur. Dünya sağlık örgütü verilerine göre kadınların yaklaşık olarak %15-20, erkeklerin %5-10’u hayatının bir döneminde cinsel istismara uğramıştır.

 

            UNICEF’in (United Nations International Children’s Emergency Fund)

Farklı ülkelerden örneklerle bildirdiği çalışmalara göre, bazı ülkelerde genç kızların

Yaklaşık yarısında ilk cinsel deneyim zorla olmaktadır. Türkiye’de ise her üç kadından

Birinin, bazı kaynaklarda her on kadından üçünün çocuk yaşta evlilik yaptığı bildirilmektedir.

                                  

 2- Sadece kız çocukları risk altındadır.

 

Yapılan araştırmalarda, cinsel istismara uğrama sıklığının cinsiyetlere göre oranı; her 5 kız çocuktan ve her 10 erkek çocuktan biri olarak bildirilmektedir. Kızlara göre erkeklerde saptanan cinsel istismardaki düşük oranlar nedeniyle, erkek çocuk cinsel istismarının nadir olup olmadığı tartışılmaktadır. Ağır basan görüşlerden biri; yardım aramanın erkekliğe yakışmayacak bir davranış olduğu, ömür boyu damgalanacakları veya homoseksüel olarak değerlendirilmek gibi korkuları nedeniyle erkek çocuk ve aileleri yaşadıkları deneyimleri anlatmak konusunda daha isteksizdir.

 

3-    Sıklıkla düşük gelirli ailelerde yaşanır.

 

Alt sosyo-ekonomik gruplarda, yani yoksul ailede yetişen çocuklarda fiziksel ve

psikolojik istismar ile çocuk ihmalinin daha sık olduğu pek çok araştırmada

gösterilmiştir. Klinik değerlendirmeye alınan cinsel istismar vakalarının bir kısmında

sosyo-ekonomik düzey düşüktür; ancak cinsel istismar vakalarının diğer istismar türleri ile kıyaslandığında daha az belirgindir. Unutulmamalıdır ki cinsel istismar, her türlü sosyoekonomik, sosyokültürel düzeyde görülebilir. Bu olguyu tek bir sosyo- ekonomik düzeye indirgemek doğru değildir.

 

4-    İstismarcılar, dışarıdan fark edilebilen anormal davranışları olan yabancı kişilerdir.

 

Cinsel istismar ve tecavüz konusunda son 50 yıldır yapılan araştırmalar istismarcının

çoğunlukla erkek, çekirdek aile, geniş aile, yakın çevre ya da eğitim kurumlarından;

çocuğun, hatta ailenin de tanıdığı biri olduğunu göstermektedir. Cinsel istismar ve

tecavüzü yapan kişiler evli, çocuklu, meslek sahibi kişiler olduğunda tespit edilmesi ve ortaya çıkması daha zor olmaktadır.

 

            Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) ve UNICEF’in 2010’da

Türkiye’de 6 ilde yaptıkları çalışmada; 1328 hanede, 7-18 yaş arası toplam 1886 çocukla yüz yüze görüşülmüştür. Çocuk katılımcılar, yaş, cinsiyet ve bölge farkı olmaksızın istismarın istatistiksel olarak sırasıyla ev, okul ve sokakta gerçekleştiğini; istismar eden kişilerin de sırasıyla baba, öğretmen, anne, arkadaş ve komşu olduğunu anlatmışlardır.

 

5- Parklar, umumi tuvaletler, ıssız sokaklar, karanlık yerler, boş inşaat sahaları cinsel istismarın gerçekleşebileceği tehlikeli bölgelerdir.

 

Cinsel istismar her ortamda olabilir. Özellikle yakın akraba veya yakın çevre tarafından gerçekleştirildiğinde sokaklar, büyük araziler gibi ıssız ve topluma açık yerlerde değil daha çok çocuğun bildiği, güvende hissettiği mekanlarda gerçekleşir. Olayın olduğu yer genellikle ev, okul gibi çocuğun içinde bulunduğu yakın çevresidir.

  

6- Çocuk sesini çıkarmadıysa rızası vardır.

 

Çocuk istismarında çocuğun rızası diye bir kavram yoktur, çocuğun kendinden yaşça

büyük birinin isteklilerini sessiz kalarak yerine getirmesi, bunu kabul ettiği anlamına

gelmez. İstemediği söz ve davranışlara itiraz etmemesi, rıza göstergesi değil, her anlamda gücünün yetmemesi ile ilişkilidir.

Ayrıca, çocuklar durumun ciddiyetini anlamlandıramadıkları için, küçük hediyeler,

ödüller verilerek kandırılabilir. Çocuk ödülü kabul ettiği için istismarcı tarafından

bu olayı ailesine söyleme tehdidiyle korkutulabilir ve bu şekilde istismar sürdürülebilir.

 

7- Çocuklara uslu, akıllı, açıkgöz olmalarını söyleyip, sık sık uyarırsak onları

tehlikelerden korumuş oluruz.

 

Çocukları korumanın bilinen en etkili yolu, onlara cinsel istismarla ilgili bilgilendirme

eğitimi vermektir. Pek çok ebeveyn cinsellikle ilgili konuşurken zorlanır. Konuşma

içeriği sadece akıllı, uslu olmalarını, ıssız yerlerde dolaşmamalarını tembihlemekle sınırlı kalırsa, bu nasihat bilgilendirme yerine geçmez, çocuğunuzu korumuş, onu cinsel istismarla yeterince bilgilendirmiş olmazsınız. Bunun yerine ailelerin çocuklarıyla daha bilgilendirici konuşmalar yapması gerekmekte, çocuğun vücut bütünlüğü hakkında daha bilgilendirici olması gerekmektedir.

  

8- Çocuklar olan biteni çabuk unuturlar. Akıllı, olgun çocuklar bu deneyimi kolay atlatırlar.

 

Cinsel istismar, çocuğun ruhsal ve fiziksel sağlığı açısından ciddi derecede zarar

vericidir. Çocuğun özgüvenini, cinselliğini, ilişkilerini, tüm hayatını etkileyebilecek ağır

bir yüke dönüşebilir. Özellikle küçük yaşta istismara maruz kalan çocuklar bu etkileri bir ömür boyu üstlerinde taşımakta ve ileride kuracağı ilişkilerde ciddi zorluklar yaşamaktadır. Unutulmamalıdır ki bu tür travmalar kolay atlatılabilecek deneyimler değildir, bu insanlar uzun bir psikolojik tedavi sürecinden sonra bile bu olayın izlerini taşıyabilmektedir.

 

                                                                  Ayşe Sibel ERSOY