KAÇEP, Kadın "Aile Çocuk Engelli Politikaları" nın kısaltmasıdır.
KAÇEP olarak amacımız dayanışmayı, paylaşmayı ve kardeşliği esas alan ahenk içinde huzurlu bir toplumsal düzenin tesis edilmesidir.
KÜLTÜRÜMÜZDE TURNA
Turna veya halk arasındaki söyleyişiyle durna, leylek büyüklüğünde, uzun bacaklı, zarif boyunlu, parlak duru gözlü, göçmen bir su kuşudur. Başının arka tarafında geriye doğru sarkan bir zülfü, kanatlarının göz alıcı, mavi, kırmızı ve yeşil tüyleri vardır. Turnanın tepesi, kanatlarının bir ucu, boynunun bir bölümü siyahtır. Mavimsi çilli yumurtaları da ilginçtir.
Turnalar, bugün insanlar arasında bile zor bulunan sevgi, vefa, bağlılık, dostluk gibi kavramların hayvanlar âlemindeki timsalidirler. Niye mi? Eşler kuluçka zamanı yuvayı nöbetleşe bekledikleri gibi, eşi ölen turna yedi yıl eşini bekler ve kolay kolay çiftleşmez. Turnaların dikkate değer bir özellikleri de yaşlanan ana ve babalarının bakımını üstlenmeleridir. Turnalar kavgacı, yırtıcı kuşlar olmadıkları için tıpkı güvercinler gibi barışın simgesi olarak kabul edilirler.
Turna motifi genel olarak bütün edebiyatımızda kullanılmış, birçok şarkıya, türküye konu olmuştur. Ancak halkın dilinde, sazının telinde, hatta yaşantısında bu kuşların bambaşka bir yeri vardır. Anadolu insanı çok sevdiği bu kuşu kızına isim olarak verir ki, turna kadar zarif, güzel olsun. Köyüne, gölüne, dağına turna adını verir ki, onunla her an birlikte, iç içe olsun. "Turnayı gözünden vurmak", "eşinden ayrılmış turnaya dönmek", deyimleriyle, onu dilinden düşürmez.
Halk akıllı, her hareketi doğru, mukaddes bir kuş olduğuna inanır. Bu sebeple uçuşları bir düzen ve sıra içindedir. Ancak, insanların yeryüzünde yaptıkları fena hareketlerden üzülerek zaman zaman yollarını şaşırırlar. Bazı yörelerimizde yere bıçakla bir daire çizildiği zaman üç ihlas ve bir Fatiha okununca yollarının açıldığına ve yeniden katar bağlayıp yola koyulduklarına inanılır. Turnayı öldüren avcının ailesine veya kendisine mutlaka bir felaket veya ölüm mukadderdir. Bazı yörelerimizde uğur getirsin diye gelinin başına turna teli takılır. Turnanın konduğu tarla bereketli olacağı gibi, havada yön değiştirdiği ve "gurrk gurrk" ezgisiyle öttüğü zaman niyet tutulur, dilek dilenir. Niyetinizin kabul edileceğini nasıl mı anlarsınız? Turnalar katar bağlayıp yollarına devam ederlerse sevinebilirsiniz, niyetiniz tutmuştur.
Gurbet her devirde insanoğlunun en çok yakındığı sıkıntılardan biri. İletişim ve ulaşım araçları her ne kadar gelişse de yakınlarından ayrı kalan insanın içinde gurbet duygusu çörekleniverir, kendini avutacak şeyler arar. İşte o anda turna imdadına yetişir de burcu burcu hasret kokan selamını sılaya ulaştırıverir.
Şükür Erzurum'dan indim ovaya
Benden yâre selâm edin turnalar
Kemah dedeleri dursun duaya
Benden selâm edin turnalar (Dursun Cevlanî)
Şu yanık türkümüzde de turnanın haberci olma özelliği ne güzel ifadesini bulur:
İnme turnam inme haber sorayım
Kanadın altına nâme sunayım
Nazlı cananımdan haber sorayım
Katar katar olmuş gelir turnalar
Eğrim eğrim ne hoş gelir turnalar
Turna da güvercin gibi menkabelerde karşımıza çıkar: Horasan erenlerinden biri Ahmet Yesevî’yi bir toplantıya davet için çıktığı seyahatte turna donuna (kılığına) girer; Ahmed Yesevî de bâtın kuvvetiyle bu işi haber alır; müritlerine yedi velinin geleceğini söyler; turna şekline girerek karşılamağa çıkar.
Alevi-Bektaşi inancında turna motifi çok önemlidir. Turnalar, ilâhî aşkla yola giden imân-ikrar sahibi canları, turna katarı da “Ayn-ı Cem”i temsil eder. Turnanın sesini de Hazreti Ali’den aldığına inanılır:
Hazret-i Şah’ın avazı
Turna derler bir kuştadır
Asası Nil deryasında
Hırkası bir derviştedir (Hatayî)
Turna Hazret-i Muhammed, Hazret-i Ali ve Hacı Bektaş Veli’nin simgesidir:
İki turnam gelir başı cıgalı
Eğlen turnam eğlen Ali misin sen
Birisi Muhammed birisi Ali
Eğlen turnam eğlen Ali misin sen
Yoksa Hacı Bektaş Veli misin sen (İlhamî)
İç Asya Türklerinde, Moğollarda, konargöçer toplumlarda rütbe işareti olarak turna tüyleri serpuşlara ve başlıklara takılmış, Yeniçeriler börklerinin önünde, alınlarının üzerindeki özel yerde turna tüyü taşımışlardır. Turna yükseklerde uçan bir kuştur. Şaman inancına göre insanlar ölünce göğe yükselir. Turna tüyünü takan insanın daha yükseklere ulaşacağına inanılır. Yine turnanın tüyleri Asya kıtasındaki bazı kavimlerde savaş sırasında savaşçılara cesaret versin diye takılır. Orta Asya’da her kavmin kendine özgü bir hayvan atası bulunmaktadır. Ancak bu kavimlerin ortak kültü turnadır. Hatta bazı boylar turnaya, düşmanlardan korunmak için tapınmışlardır.
Biz Türkler yaşlılarına ve aile kavramına çok önem veren bir toplumuz. Ancak, Korona belasının bütün dünyayı esir aldığı bu günlerde münferit de olsa genç neslin yaşlılarımıza karşı sergiledikleri tasvip edilemeyecek tutum ve davranışlar üzücü ve düşündürücü. Turna kuşunun vefası, yaşlanan atalarının bakımını üstlenmesi bize ders olur inşallah.
İnsanımızla böylesine bütünleşmiş olan turnalar da ne yazık ki çevre kirlenmesinden nasibini almaktalar. Gün geçtikçe gökyüzünde turna katarları azalmakta. Gün gelecek pek çok kuş türünde olduğu gibi onları da resimlerde görebileceğiz. Gelinimize uğur getiremeyeceği gibi, gurbetteki insanımızın selamını da sılaya ulaştıramayacaklar. Kuş sesleriyle dolu bir dünya dileğiyle…
Prof. Dr. Filiz Kılıç
Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Kurucu Rektörü